“A” Harfi İle Başlayan Atasözleri

“A” Harfi İle Başlayan Atasözleri

12 – 3 – 4 – 5 – 6 – 7 – 8 – 9

51- “Aç ile eceli gelen söyleşir” Atasözü
Açın gözü hiçbir şeyi görmez. O, karnını doyurmak için, kendisine güçlük çıkaran kimseyi öldürebilir.

Açlık gibi zor bir durumda olan kişi, ölümü bile göze alabilir.

52- “Aç karın katık istemez.” Atasözü
Büyük gerekseme içinde bulunan kişi, lüks peşinde koşmaz. Eline geçen değersiz nesneleri bile beğeni ile karşılar. İnsanlar, sıkıntılı duruma düştüklerinde, onları zor durumdan kurtarabilecek en kötü şartlara bile razı olurlar.

53- “Aç köpek fırın (-ı, fırın damı, duvarı) deler (yıkar).” Atasözü
Aç kimse, karnını doyurmak için, gücünün yetmeyeceği sanılan engellerle çarpışır ve istediğini elde eder. Azim ve hırs olduktan sonra ekmeğini taştan çıkarır.

54- “Aç kurt arslana saldırır.” Atasözü
Açın gözü kararmıştır. O, karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur. Açlığın vermiş olduğu saldırganlıkla saldırdığı kişinin gücü veya kim olduğu onun için önemli değildir. Gerekirse kendi canını bile tehlikeye atmaya hazırdır.

55- “Aç kurt yavrusunu yer.” Atasözü
Aç olan, karnını doyurmak için canavarlığın en korkuncunu yapar. Anlamında kullanılan bir atasözüdür.

Açlığa dayanmak çok zordur. Nasıl kurdun gözü açken bir şey görmez yavrusunu yemeye kadar yeltenirse aynı şekilde insanın da gözü bir şey görmez sadece bu hissiyatını gidermeye odaklanır. En yakınındaki kişiye bile zarar verir.

56- “Açlık ile tokluğun arası yarım yufka (bir dilim, bir lokma ekmek).” Atasözü
Yoksulluğa yerinmemeli. Küçük bir şey, en büyük gerekseme duygumuzu gidermeye yeter. Yoksulluğa üzülmemeli. Küçük bir dilim ekmek bile  ihtiyacımızın giderilmesini sağlar.

57Açma sırrını (sırrını açma) dostuna, (dostunun dostu vardır) o da söyler dostuna.” Atasözü
Bir sır, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da kendi dostuna anlatır. Bundan üçüncü kişi duyar. Böylece sır yayılır, sır olmaktan çıkar.

Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna atasözü, ne kadar güvenilirse güvenilsin, sahip olunan sırrın bir dosta bile açılmaması gerektiği anlamına gelmektedir.

58- “Aç ne yemez, tok ne demez.” Atasözü
Yoksul kişi eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz. Varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur; çekinmeden her şeyi söyler. Aç olan kişi ne bulursa razı olur, tok olan kişi güzel şeylerde dahi hep bir kusur bulur.

Bir insanın varlığına göre durumlara farklı tepki verdiğini belirtmektedir. Her insanın maddi durumunun farklılığı olaylara farklı baktırmaktadır.

59- “Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır.” Atasözü
Yoksulluk insanı öldürmez ama, türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır, anlamında kullanılan bir atasözüdür

60- “Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür).” Atasözü
Yoksul kişi, kendini bolluğa kavuşma hayaline kaptırır. O zaman yapacağı işleri şimdiden tasarlar. Kimin hayattan ne beklentisi varsa onu görür şeklinde de açıklanabilir.

Yoksulluk çeken kimseler sürekli olarak ihtiyaç duydukları şeyleri elde etme hayali kurar. Olmayacak düşlerin hayalini kurarlar.

61- “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.” Atasözü
Karşındakini kızdırarak seninle ilgili kötü şeyleri ortaya dökmesine, senin için kötü sözler söylemesine yol açma.

Karşınızdaki insanın duymaktan hoşlanmadığı şeyler söylediğinizde, o insan da sizin duymak istemeyeceğiniz şeyler söyleyebilir. Ve “Açtırma kutuyu söyletme kötüyü” der. Yani bende seninle ilgili kötü şeyleri söylerim diyerek uyarıda bulunur.

62-” Aç, yanından kaç.” Atasözü
Tembellik, üşengeçlik nedeniyle yoksulluk çeken kişi ile yakınlık kurmaya gelmez. Çünkü sonu gelmeyen istekleriyle seni rahatsız eder. Dahası, kendi çıkarı için sana fenalık yapabilir. 

63- “Aç yanında sarpın kurcalanmaz.” Atasözü
Bir nesneden yoksun olan kişi yanında o nesne üzerine dikkati çekecek davranışlarda bulunulmamalıdır. Yani bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir.

Örneğin, “Kel yanında kabak anılmaz” gibi.

64- “Ada bana, adayım sana.” Atasözü

Bu Atasözünün anlamı insanlar arasındaki ilişkilerde karşılıklılığın ve eşitliğin önemine vurgu yapar.

Karşılıklı eşit davranış ve muamele anlamına gelir. Yani bir kişiye nasıl davranırsanız, o kişinin de size aynı şekilde davranmasını beklersiniz. Kısaca, başkası için özveri ve fedakarlıkta bulunursan, o da senin için özveri ve fedakarlıkta bulunur.

65- “Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu.” Atasözü

Atasözünün anlamı insanların birbirlerine ihtiyaç duyduğunu ve toplumsal varlıklar olduklarını ifade eder. İnsanlar bütün gereksemelerini tek başlarına sağlayamazlar. Bunun için toplu yaşamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar.

Kişiler tek başlarına bir anlam ifade etmezler, bu yüzden başka insanların yardımlarına ihtiyaçları vardır. Haliyle topluluklar halinde yaşayarak dertlerini ve sorunlarını çözerler, iş imkanlarını yaratırlar. Bütün gereksinimlerin karşılanması için topluluklar halinde yaşanmalı, yardımlaşma ve dayanışma çerçevesi hayatta tutulmalıdır.

66- “Adam adama (gene, her zaman) gerek olur, (iki serçeden börek olur).” Atasözü
İnsanlar her zaman birbirlerine gerek olurlar. Birbirlerinden yararlanarak iyi şeyler yaparlar. (İki önemsiz serçe eti bile birleşince börek yapmaya yeter.)

Tek başına yaşamak oldukça zor olduğundan insanlar bir arada yaşarlar, dayanışmaya gerek duyarlar. İhtiyaçlar bu sayede karşılıklı olarak giderilir. Bu bakımdan hiçbir insanı küçümseyip yararsız saymamalı; olur ki bir gün, sıradan görülen o insanın yardımına gerek duyulabilir.

67-“Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz).” Atasözü

Bir kimseye konuk olan ya da bir iş için gelen kişi o kimsenin yanında uzun süre durmaz. Canımız bile sürekli olarak gövdemizde kalmayacaktır. Onun için yanımıza gelen kimseleri yüksünmemeliyiz.

Bize işi düşen yada evimize konuk olarak gelen kimsenin uzun süre yakamızdan düşmeyeceği düşünülmemeli, ona katlanılmalıdır. Misafir gidici, hayat ise geçicidir.

68- “Adam adamdan korkmaz, utanır (hatır sayar).” Atasözü

Bir kimse başka bir kimseye hak ettiği sert karşılığı vermiyor ve bir kötülük yapmıyorsa korktuğundan değil, hatır saydığındandır. Kişiyi ahlaklı davranmaya iten korku değildir, hatır saymasından yada onun seviyesine düşmek istememesindendir..

69- “Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu (atlastan olsa çulu).” Atasözü
İnsanın değeri zengin olmakla artmaz. Yoksulluk da insanın değerini azaltmaz. Öte yandan değersiz insan kılık kıyafetle değer kazanmaz. 

70- “Adam adamı bir kere (defa) aldatır (sınar).” Atasözü
Bir kimse, başkasını bir kez aldatabilir; ikinci kez atdatamaz. Çünkü birinci aldanmadan ders alan kişi artık ona inanmaz.

Bir kimse, huyunu suyunu bilmediği bir kişiye bir kez aldanır; bir daha aldanmaz. Çünkü bir kez aldanmış ve ders almıştır. Artık kendini ona göre ayarlar, karşı tarafın düzenbaz olduğunu bildiği için tedbir alır, düzenbaz ne derse desin inanmaz ve tuzağına düşmez.

71- “Adam adamın şeytanı.” Atasözü

Bu atasözü, bir kişinin yakın çevresindeki insanların etkisi altında kalarak kötü davranışlara yönelebileceğini ifade eder. İnsanı kötü yola düşüren de doğru yola sokan da insandır. Fakat, o insanı kötü yoldan doğru yola getiren de insandır.

72- “Adam adam, pehlivan başka adam.” Atasözü

Bu atasözü herkesin yeteneklerine, karakterine ve duruşuna göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder.
Herkesin yapabildiği işleri yapan adam, sıradan bir kişidir. Herkesin yapamayacağı işi yapabilen adam, üstün nitelikli kişi olarak tanınıp övülür.

Sıradan bir insan ile özel yeteneklere veya karakteristik özelliklere sahip birinin (bu örnekten yola çıkarak, bir pehlivanın) birbirinden farklı olduğunu ve her birinin kendi alanında değerli ve özel olduğunu belirtir. Ayrıca, her insanın kendine has bir değeri ve yeri olduğunu vurgular.

73- “Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur.” Atasözü
İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir. Hiçbir destek sürekli olmaz. Bunun için insan yapacağı işte başkalarının desteklemesine güvenmemeli, yalnız kendi gücüne dayanmalıdır.

74- “Adam ahbabından bellidir.” Atasözü
İnsan daha çok anlaştığı, huyunu suyunu bildiği, sevdiği, yanında bulunmaktan hoşlandığı kimselerle arkadaşlık kurar; dostluk eder. Dolayısıyla bir kimsenin iyi ya da kötü olduğu, arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılabilir.

İnsanlar anlaşabilecekleri kişilerle arkadaşlık ederler. Bu sebeple kişinin nasıl biri olduğunu anlamak için arkadaşının kişiliğine bakarak anlayabilirsiniz. 

75- “Adamak kolay, ödemek güçtür.” Atasözü
Söz vermek kolaydır, ancak bu sözü yerine getirmek güçtür. Çünkü bu, ya para ödemeyi ya da uğraşıp bir şey yapmayı gerektirir.

76- “Adamakla mal tükenmez (Hak saklasın vermesinden).” Atasözü
Yardımsever görünmek ve bir hayır işine para vaat etmekle gerçekten özveride bulunulmuş
olmaz. (Söz veren belki de bir şey vermemeye kararlıdır.)

Yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.

77- “Adam (insan) eti (yükü) ağırdır.” Atasözü
1) Hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır. Çünkü her aile geçimini kendi gelirine göre ayarlar. Aile dışından birinin bakımı bu aileye kaldığında bazı sıkıntılar ortaya çıkar.

2) Yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.

78- “Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?” Atasözü
Belli bir düzeye erişmek, o durumun gerektirdiği nitelikleri taşımakla (ya da yerine getirmekle) gerçekleşir. Görünüşü ona benzetmekle değil.

79- “Adamın adı çıkacağına canı çıksın.” Atasözü

İnsanın herhangi bir konuda adı çevresinde olumsuz bir kanı oluşturmuşsa onu silmek hiç de kolay olmaz. Adı kötüye çıkan kişi, kötü olmasa bile, nerede adı anılsa, hiçbir araştırma yapılmadan, insanlar önyargılı davranarak onun kötü olduğuna inanırlar.

Kısacası; İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

80- “Adamın ahmağı malını över.” Atasözü

Malını öven kişi, dinleyenlerde o mala karşı hırs ve istek uyandırır. Bu da malın elden gitmesine yol açar. Kişilerin kendi mal, mülk veya başka bir varlıklarını aşırı bir şekilde övme eğiliminde olduğunu, bunun da genellikle bilgisizlik veya deneyimsizlikten kaynaklandığını ifade eder.

Bu, kişinin objektif bir değerlendirme yapmadan sadece sahip olduğu şeyleri yücelttiğini ve bu tür bir övmenin genellikle cahillikten kaynaklandığını belirtir. Atasözünün anlamı ayrıca kişilere, sahip oldukları şeyleri gereğinden fazla övmemeleri ve daha alçakgönüllü olmaları gerektiğini öğütler.

81- “Adamın alacası içinde, hayvanın alacası dışında.” Atasözü

hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları yani içyüzü belli değildir, dışarıdan anlaşılamaz.

Hayvanın Rengi Dışındadır, Bellidir Ancak İnsanın Ne Düşündüğü, Ne Yapmak İstediği Kısacası

Hayvanın rengine, şekline bakarak hüküm vermek kolaydır. Ama insanın dış görünüşüne bakarak hüküm vermek doğru değildir. İnsanın ne düşündüğünü, neler hissettiğini, nasıl davranacağını bilmek mümkün değildir.

82- “Adamın iyisi alışverişte belli olur.” Atasözü

Bu atasözü bir kişinin karakterinin ve dürüstlüğünün, alışveriş sırasındaki davranışlarından anlaşılabileceğini ifade eder,.

Birçok insanlar çıkarları için ahlak dışı davranışlarda bulunmaktan çekinmezler. Böyle davranışlara en çok alışverişte rastlanır. Bir kimse alışveriş sırasında yalan söylemez, hile yapmaz, buna benzer ahlak dışı davranışlara sapmazsa iyi insan olduğunu göstermiş olur.

83- “Adamın (insanın) kötüsü olmaz, meğer züğürt ola.”

Toplum içinde her kişinin bir değeri vardır. Değer verilmeyen kişiler sadece zügürtlerdir.

1. İnsanlar kötü karakterli olarak dünyaya gelmezler. Onları doğruluktan uzaklaştıran, kötülüğe ve suç işlemeye zorlayan yoksulluktur.

2. Toplum içinde yaşayan her insanın bir yeri, bir değeri vardır. Ancak insanlar yoksul olan kişilere fazla değer vermez, onlardan uzak durur. Bu durum da o kişileri kötü gibi gösterir.

Kısaca bu atasözü, maddi durumu kötü olan bir kişinin, toplum içinde genellikle olumsuz bir değerlendirmeyle karşılaşabileceğini ifade eder.

84- “Adamın yere bakanından, suyun sessiz (yavaş) akanından kork (Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork).” Atasözü

Düşünce ve duygularını açığa vurmayan sessiz insan, yavaş yavaş akan suya benzer: Derin ve tehlikelidir. Sessiz İnsanlardan daha çok korkulur. Dobra ve çok konuşan insanlardan zarar gelmez ve korkulmaz. İçine kapanık, sessiz ve uysal görünen nice insanlar vardır ki, derin ve tehlikeli sular gibidir. Düşünce ve duygularını açığa vurmayan bu gibi insanlardan, derin sulardan sakınır gibi sakınmak gerekir.

sessiz ve mütevazi görünen kişilerin veya dışa dönük olmayan şeylerin, bazen beklenmedik sürprizler veya tehlikeler barındırabileceğini ifade eder.

Görünüşe aldanmamak gerektiğini, çünkü sessiz ve sakin olanların içinde büyük enerji veya potansiyel olabileceğini belirtir.

85- “Adam (adamın iyisi) iş başında belli olur.” Atasözü
Bir insanın gerçek değeri, iş başında gösterdiği yeterlik ve başarı ile, çevresindekilere karşı davranışıyla ölçülür.

Bir insanın gerçek değeri; becerikli mi beceriksiz mi, çalışkan mı tembel mi, başarılı mı başarısız mı, iyi mi kötü mü olduğu yaptığı işlerle, çevresindekilere karşı takındığı tutumla ölçülür”.

 Bir kişinin nasıl biri olduğunu anlamak için yaptığı işe bakmak gerekir. Eğer işine önem veriyorsa ve titizlikle yapıyorsa o kişiden zarar gelmez. Ancak işine özen göstermiyorsa ve gerekli emeği vermiyorsa o zaman o kişiden uzak durmak gerekmektedir.

Kısaca, kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.

86- “Adam kıymetini adam bilir.” Atasözü
Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir. Bir kişinin ne kadar değerli olduğunu, insanları iyi bilen, nitelikli biri bilebilir. Bu kişiler kalıcı değerlerin kimde olduğunu anlayabilir. Niteliksiz insanlar onun değerini bilemezler.

İyi insanın değerini iyi insan anlar. Karşındaki kişinin değerini ancak hoşgörülü, iyi niyetli insanlar bilir. Bu kişiler kalıcı değerlerin kimde olduğunu anlayabilir..

87- “Adam olana bir söz yeter.” Atasözü
Kendisine bir şey yaptırmak istediğimiz, ya da bir öğüt verdiğimiz kimse anlayışlı bir kişi ise bir kez söylemekle o işi yapar, öğüdü dinler. İstediğimizi yapmayıp bizi döne döne söylemek zorunda bırakan kimsenin insanlık niteliği eksiktir.

İyi yetişmiş olan, duyarlı, anlayışlı ve kişilik sahibi olan bireylere söylenmiş olan sözlerin, ilk defa söylenmesiyle anlarlar ve böylece sözün gereği ne ise onu yerine getirirler. Bir sözü defalarca kez tekrarlatan, sözü söyleyen kişileri zorlayan, kişileri çıkmaza sokan bireylerdeyse, anlama eksikliği ya da ahlak eksikliğinin olduğu var sayılmaktadır.

Kısaca, Anlayışlı kimse, söylenen bir tek sözle durumu kavrar, ona göre davranır.

88- “Adam (insan) yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile.” Atasözü
Kişi, her girişiminde başarılı olmayabilir, yanılmış olur. Ama yeni girişimlerinde eski hatalara düşmeyecek deneyimler kazanmış olacağından başarma şansı artar.

Bu atasözü, insanların hata yaparak ve başarısızlık yaşayarak deneyim kazandıklarını ve bu sayede daha bilgili ve yetenekli olduklarını belirtir.

89- “Ağa borç eder, uşak harç.” Atasözü
Efendisi para sıkıntısı içinde olup borç etse bile uşak halden anlamaz. Para sıkıntısı çekmedikleri zamanlardaki bol harcamayı sürdürür

1.Patronu para sıkıntısı içine girse, hatta borç bile alsa, yanında çalışanı (işçisi, hizmetçisi vs.) halden anlamaz. Para sıkıntısı çekmedikleri zamanlardaki gibi bol bol harcamayı sürdürür.

2. Aile büyükleri ihtiyaçları karşılayabilmek için borca girseler, maddi sıkıntı içinde olsalar bile çocuklar halden anlamazlar ve bol harcamayı sürdürürler..

90- “Ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş.” Atasözü

Bir kimseye en büyük kötülük, nankör olan yakınlarından ve kendi yetiştirdiklerinden gelir.

“Bazen bizim yakın gördüklerimiz veya yetiştirdiğimiz, emek verdiğimiz insanlardan kötülük görürüz. Halbuki onlardan bu kötülüğü beklemeyiz. İyiliklerimizin karşılığını kötü alırsak bu da insana ağır gelir”. Bir kimseye en büyük kötülük, yapılan iyiliğin değerini bilmeyen yakınlarından gelmektedir. Aynı zamanda kendi yetiştirdiği, emek verdiği insanlardan gelir.

Kısacası,  insana en yakını bile kötülük edebilir.

91- “Ağaca (taşa) çıkan keçinin dala bakan (ağaca çıkan) oğlağı olur.” Atasözü
Çocuklar ana ve babalarından, küçükler büyüklerinden gördüklerini kendilerine örnek alırlar.

Çocukların ebeveynlerinden gördüklerini birebir yaptıklarını ve uyguladıklarını anlatmaktadır. Özellikle küçük yaştaki çocuklar ebeveynlerini gözlemleyerek onların işlerine veya huylarına özenmektedirler. Aynı şekilde davranmaya ve aynı tepkileri vermeye başlamaktadırlar.

92- “Ağaca dayanma kurur (çürür), adama (insana) dayanma ölür.” Atasözü

Hiçbir destek sürekli olmaz. Bunun için insan yapacağı işte başkalarının desteklemesine güvenmemeli, yalnız kendi gücüne dayanmalıdır.

93- “Ağacı kurt, insanı dert yer.” Atasözü
Kurt, ağacı nasıl içinden yiyerek çürütürse dert ve üzüntü de insanı öylece hırpalar, yıpratır. Ağaçları kurtlar zarar verirken, insanları da endişe, üzüntü ve problemler zedeler. 

94- “Ağacın kurdu içinde olur.” Atasözü

1. Bazı toplulukların içinde, dışarıdan belli olmayan tehlikeler vardır. Böyle toplulukları, içinde sinsice çalışan kötü ögeler çürütmeye; yıkıp ortadan kaldırmaya çalışırlar.

2. Size zarar veren şeyleri, uzakta değil yakınınızda aramalısınız.

Bir topluluğu çökertip yıkacak öğeler, sinsi sinsi içeride çalışırlar. Dış etkenlerden daha çok, iç etkenlerin tehlikeli olabileceğini belirtir.

95- “Ağaç ağaç içinde büyür.” Atasözü
Bir gencin yetişip olgunlaşması, çevresinde yetişmiş, olgunlaşmış kişiler bulunmasıyla, onların koruyup eğitmesiyle gerçekleşir.

96- “Ağaç düşse de yakınına yaslanır.” Atasözü
İnsanlar zor durumdayken en çok güvendiklerine, en yakınlarına  yönelirler. Durumu bozulan kimseyi yakınları destekler.

97- “Ağaç kökünden yıkılır.” Atasözü
1. Ağacı ayakta tutan, onu toprağa bağlayan kökleridir. Onun bütün dallarını kesebilirsiniz, ancak yıkamazsınız. Yıkmak için köklerini topraktan çıkarmak zorundasınız. Bir aile, toplum ya da düzen de tıpkı ağaç gibidir. Onu da ayakta tutan bir temel (kök) vardır. Kimi ayrıntılarını (dallarını) yok edebilirsiniz, ancak yıkıp bozamazsınız; yıkmak için temelini sarsmak, ana noktalarını bozmak zorundasınız.

2. Kurulu bir düzen, ancak temel dayanaklarının zayıflamasıyla yıkılmaya yüz tutar. Önemsiz değişikliklerle düzen yıkılmaz.

98- “Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar.” Atasözü

Faydalı eser veren, erdem ve bilgi ile donanmış olan kişiler alçakgönüllü olur.  Bazı insanlar hayatta güzel başarılar edinir. Faydalı işler yaparlar. Bilgilidirler ve etraflarından çokça saygı görürler. Bu insanların, üstün vasıflarını bir büyüklük olarak görmediklerini atasözünden alırız. Bu kişiler başkalarına tepeden bakmaz, onları küçümsemez ve kibirli davranmaz. Alçak gönüllü ve mütevazi kimselerdir.

99- “Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez.” Atasözü
İnsan ne denli yükselirse yükselsin, bir yerde durur. Erişilmesi doğa yasalarına aykırı olan yüksekliğe çıkamaz.

Bu atasözü, Bir kişinin yeteneklerinin ya da olanaklarının belirli bir sınırı olduğunu, bu sınırların ötesine geçemeyeceğini vurgular. Her ne kadar büyük çaba gösterilse de, bazı şeylerin erişilemez olduğunu belirtir. İnsanın kapasitesinin ve sınırlarının farkında olması gerektiğine işaret eder.

100- “Ağaçtan maşa olmaz.” Atasözü
Yeteneksiz, beceriksiz kimseler, kendilerine verilen önemli görevlerde başarılı olamazlar.  Özellikleri ve yetenekleri uygun olmayan kişiler kendilerine uygun olmadan verilen görevleri yerine getiremezler. İnsanlar yetenekleri olan, ustalaştıkları işleri yapmalıdır. Yanan bir ateş demir maşa ile karıştırılır fakat ağaçtan yapılmış bir maşa ateşte yanacağı için görevi yapamaz.

1. Ağaç ateşe değdiğinde yanacağı için ağaçtan maşa yapılmaz. Benzer biçimde zayıf kişilikli, bilgisiz, yeteneksiz ve beceriksiz kimselere de önemli işler verilmez, böyle kişilerin iyi bir iş yapması beklenemez. Kalitesiz malzemelerden de kaliteli bir ürün ortaya çıkması mümkün değildir.

2. Yapılacak her iş için uygun olan araç gereç kullanılmalıdır.

12 – 3 – 4 – 5 – 6 – 7 – 8 – 9

Bir Cevap Yazın