PARA PİYASASI

PARA PİYASASI

Para piyasası para arzı ve para talebinin buluştuğu uygun ekonomik ortam olarak tanımlanmaktadır.

Para Arzı

Para arzı bir ekonomideki toplam para miktarını ifade etmektedir. Daha genel bir açıklama ile para arzı, ekonomideki geçerli ödeme aracının toplamını içermektedir. Para arzı ekonomideki dolaşan toplam paranın ölçüsüdür. Hane halkı ve firmaların ödemelerini gerçekleştirebilmek veya kısa vadeli işlemlerini yapabilmek için kullandıkları varlıkların toplamıdır.

Para arzı kavramı ekonomi açısından önem arz etmektedir. Piyasada bulunan ya da piyasaya sürülen para miktarı o paranın değerini belirlemektedir. Para, piyasadaki rolü bakımından herhangi bir mal ile aynı konumda değerlendirilmektedir. Bir malın piyasada çok olması onun değerini düşürdüğü
gibi paranın da piyasada çok olması diğer para birimleri karşısında paranın değerini düşürmektedir.

Para arzı konusunda yetkili olan kurum Merkez Bankası’dır. Merkez Bankası çeşitli para politikası araçlarını kullanarak piyasadaki likiditeyi belirli bir miktarda tutmaya çalışmaktadır. Para arzı içeriğine dahil olan ödeme araçları konusu ekonomistler arasında tartışma yaratmıştır. Türkiye’de kullanılan para arzı tanımları;

M0=Dolaşımdaki Para – Bankalardaki Para

M0 en dar para arzı tanımıdır. Dolaşımdaki para toplamından bankalarda bulunan paranın çıkarılması ile bulunmaktadır.

M1=M0 + Vadesiz Mevduat(TL, YP)

M1 para arzı tanımı: M0, vadesiz mevduatta bulunan TL ve yabancı para birimleri bazındaki parayı temsil etmektedir. Dar anlamda para arzı olarak da bilinir.

M2=M1 + Vadeli Mevduat(TL, YP)

M2 para arzı M1 para arzı tanımına vadeli mevduattaki TL ve yabancı para birimleri bazındaki paranın eklenmesi ile bulunmaktadır.

M3=M2 + Repo + Para Piyasası Fonları + İhraç Edilen Menkul Kıymetler

Merkez Bankaları para arzını doğrudan ya da diğer bankaların mevduatları üzerinden kontrol etmektedir. Para arzı kontrolünü çeşitli araçlar yardımı ile yapmaktadır. Para arzının kontrolü Merkez Bankası’nda olduğu için para arzı eğrisi aşağıdaki grafik deki gibi gösterilmektedir.

Grafiğe göre para arzı arttırıldığında para arzı eğrisi sağa, para arzı azaldığında ise sola kaymaktadır. İlk durumda piyasadaki para miktarı M 0, para arzı arttırıldığında M 2, para arzı azaltıldığında ise M 1 olmaktadır.

Para Talebi

Para talebi hane halklarının, firmaların ve devletin kendilerinde bulundurmak istedikleri para miktarını ifade etmektedir. Para hane halkı, firmalar ve devletin ihtiyaçlarını karşılamak için talep ettiği bir araçtır. Para talebini etkileyen belirli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler sırasıyla;

• Nüfus ya da parayı talep eden kişi sayısı

• Ödeme sistemlerinin gelişmesi ve değişmesi. Örneğin kaydi para ve kredi kartı sisteminin gelişmesi para talebini etkilemektedir.

• Ekonomideki fiyatlar genel seviyesi, gelecek tahminleri ve beklentiler

• Faiz oranları

Para talebi elde tutulmak istenen paranın diğer değişkenler açısından yorumlanmasını da içermektedir. Bu yöntemle yapılan analizler paranın satın alım gücünü göstermesi açısından reel para talebi üzerinden yapılır. Reel para talebi (M/P) fiyat etkilerinden arındırılmış haliyle ekonomik birimlerin satın alma gücünü de belirtmektedir.

Ekonomik birimlerin paraya olan taleplerinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenler bazı yaklaşımlara konu olmuştur. Bu yaklaşımlardan bazıları Klasikler açısından Miktar Teorisi ve Cambridge Yaklaşımı, Keynesyen açıdan Likidite Tercihi Teorisi, Monetaristler açısından Modern Miktar Teorisidir.

Klasiklere Göre Para Talebi

Klasik yaklaşıma göre Irving Fisher tarafından geliştirilen Miktar Teorisi denklemi;

M x V = P x Y

M = Para Miktarı

V= Paranın Dolaşım Hızı

P= Fiyatlar Genel Seviyesi

Y= Toplam Çıktı(Hâsıla)

Fisher’in miktar teorisi, para talebi üzerinde faiz oranlarının etkisi olmadığını, para talebinin gelir ile ilişkisi bulunduğunu savunmaktadır. Klasik yaklaşıma göre, fiyat ve ücretler esnek ve tam istihdam seviyesi istikrarlıdır. Paranın dolanım hızı kurumsal nedenler, ödeme alışkanlıkları ve gelişen teknolojinin beraberinde getirdiği yeni sistemler gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörler nedeniyle Klasik Ekonomistler Fisher denklemine göre kısa dönemde paranın dolanım hızı ve toplam çıktı seviyesinin sabit olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu iki değişkenin sabit olduğu koşullar altında para miktarı ve fiyatlar genel seviyesi arasında doğru yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Yani piyasada bulunan para miktarının artması durumunda fiyatlar genel seviyesi yükselecektir. Fisher denklemine göre fiyatlar genel düzeyi ve para miktarı ilişkisi Grafik te gösterilmektedir.

Klasik okulun diğer bir yaklaşımı olan Cambridge Yaklaşımı Alfred Marshall ve Arthur Cecil Pigou tarafından geliştirilmiştir. Cambridge denklemi;

M d = k.P.w
M d = Nominal Para Talebi
k = Para olarak tutulmak istenen kısım
P.w = Nominal Servet

Cambridge denkleminde ön plana çıkan değişken servet olmaktadır. İki motif Cambridge denkleminde para talebini belirlemektedir. Bu güdüler işlem ve servet tutma istekleridir.

İşlem motifi, bireylerin günlük yaşama dair ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla para talep etmelerine denilmektedir. Basit olarak ekmek, yumurta satın almak için para talep edilmesini tanımlamaktadır. İşlem motifi paranın mübadele aracı olması üzerine yoğunlaşmaktadır.

Servet tutma isteği günlük ihtiyaçların yanı sıra para talebini etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Servet arttıkça para talebi de artmaktadır. Servetin para olarak tutulmak istenen kısmı “k” ile gösterilmektedir. Bunun dışında servet tutmanın alternatif yolları bulunmaktadır. Tahvil gibi alternatif araçlar para talebini etkilemektedir.

Keynesyen Para Talebi

Keynesyen para talebi teorisi üç güdü tarafından belirlenmektedir. İşlem güdüsü günlük ihtiyaçların giderilmesi için talep edilen para miktarının göstergesidir.

İşlem güdüsü ile para talebi ve gelir arasında doğru orantılı bir ilişki bulunmaktadır. Para mübadele için kullanılır.

İhtiyat güdüsü bireylerin geleceğini teminat altına alma ve tedbir amaçlı talep ettiği para miktarıdır.

Spekülasyon Güdüsü

Spekülasyon güdüsü paranın mübadele aracı rolünün aksine değer biriktirme aracı olarak kullanılması ile talep edilen para miktarının göstergesidir. Tahvil fiyatlarının düşmesi ya da faiz oranlarının yükselmesi beklentisi spekülatif para talebini ifade etmektedir. Faiz oranı ve spekülasyon amaçlı para talebi arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu durum Grafik’te gösterilmektedir.

Spekülasyon güdüsü Klasik Yaklaşımda bulunmamakta, Keynesyen Ekonomide bulunmaktadır.

Likidite Tuzağı Keynes’in geliştirdiği ve para talebinin faiz oranlarına sonsuz esnek olduğu durumu belirten bir kavramdır. Keynes faiz oranlarının düşebileceği son bir alt limitin olduğunu ve bu seviyede bireylerin faiz oranlarının yükselmesi ya da tahvil fiyatlarının düşeceği beklentisi ile ellerindeki parayı tutmak isteyeceklerini belirtmiştir. Grafik.’te görüldüğü gibi A seviyesinde faiz oranları düşebileceği en alt seviyede bulunmaktadır. Bu noktada para talebi sonsuz esnektir ve tahvil alımı yoktur.

 

Monetarist Para Talebi

Monetarist para talebi teorisi Milton Friedman tarafından geliştirilen ve Cambridge yaklaşımına benzer bir teoridir. Modern Miktar Teorisi olarak da adlandırılmaktadır. Bir malın talebini etkileyen faktörlerin para için de geçerli olduğunu savunmaktadır. Modern Miktar Teorisine göre para tutmanın nedenleri;

• Fiyatlar genel düzeyidir. Fiyatlar genel düzeyi ile para talebi arasında doğru orantılı bir ilişki bulunmaktadır.

Enflasyon beklentileridir. Enflasyon oranının paranın satın alım gücünü etkilemesi nedeni ile para talebi de etkilenmektedir.

• Reel gelir düzeyi elde tutulan parayı etkilemektedir. Friedman gelir kavramını sürekli gelir hipotezi ile ifade etmektedir. Tüketim fonksiyonu da sürekli gelire bağlıdır. Uzun dönemli geliri temsil etmektedir.

• Faiz oranları elde tutulan paranın alternatifleri için önem arz etmektedir. Nakit paranın faiz getirisi yoktur. Faiz getirisi elde etmek için tahvil ve hisse senedi gibi alternatif araçlara yönelmek gerekir.

• Beşerî sermaye nitelik ve yetenek olarak işgücünün kendini desteklemesidir. Beşeri sermaye ne kadar yüksek olursa birey o kadar çok para tutmak istemektedir.

Bir Cevap Yazın